9 Nisan 2012 Pazartesi

şikayetim var.


dün duman'ın son albümünü dinliyordum, şu çift cd olan.

ilk albümde iki şarkı var, birisi "sarhoş". aklıma içki yasaklarını ve müslümanların içkiye bakış açısını getirdi. hayata ahirete kapıları açan bir sınav olarak bakıp, irade üzerine kurulu bir hayat yaşamaya çalışan bu insanların irade göstermeleri gereken şeyleri yasaklatıp, kafasını gömen devekuşu misali göz önünden kaldırmaya çalışması düpedüz hile yapmak değil de nedir?

"islam ile ilgili anlamadığım bir şey söyledin, HAKARET EDİYORSUUUĞĞNNN". hayır canım etmiyorum. türklerin ifade özgürlüğü ve demokrasiden bir bok anlamadığını bir kez daha kanıtlarken, duman'ın albümündeki bahsetmek istediğim ikinci şarkıya geçiyorum: "rezil". şarkıda "lem yelid ve löp yutar" diye biz söz geçiyor. dualardan aşina olduğumuz "lem yelid ve lem yuled" tekerlemesi üzerinden yapılan bir kelime oyunu. islamın maddi çıkarlar uğruna suistimal edilmesini anlattığını tahmin ediyorum. şarkıyı ilk kez dinlediğim zaman "aha" dedim, "kıyameti koparacaklar". gerçekten de, sözlüğe baktığımda muhafazakar kesimin bu sözlerden şikayetçi olduğu yazılmş. cehalet ve tahammülsüzlük çok güzel harmanlanmış. insanlar artık kutsal saydıkları şeylerlerle beraber herhangi bir şey ilişkilendirildiğinde nedenini bilmeden koşullanmış gibi tepki veriyorlar. hadi onu geçtim, islamın suistimal edildiği (nasıl oluyorsa) bilinmiyor mu? sanki ilk kez yapılan ve örnekleri bilinmeyen bir şey.

dün kısa bir süre bunlara kafa yormuşken, bugün internette ünlü senarist ve oyuncu meral okay'ın kanser yüzünden öldüğü haberini aldım. habervaktim adlı gazetenin haberle ilgili başlığı çok ilginç: "o kadın öldü". kocası da kanserden ölen meral okay'ın vefatı için yazılan alt başlık: "kocası ile aynı kaderi paylaştı". bu da islam'ın terbiyesizliği ile medyanın yüzsüzlüğünün güzel bir harmanı. bir yandan okuyucunun ilgisini çekecek "sansasyonel" başlık, bir yandan "hoşgörü dini" islamın kinci ve intikamcı bakış açısı. sonuç: gazetenin satışı veya okunma sayısında patlama. gazete sahibi veya yayın yönetmeni için ise hiçbir sorun yok. zaten herhangi şekilde şöhret veya güç sahibi olan insanlar, dini daha çok güç ve şöhret için kullanmışlardır, dinin yaratılış amacı da odur. halkın geri kalanı allah, cennet, cehennem, haram, ceza hakkında konuşup korkudan iki büklüm olmuşken şöhret veya güç sahibi olanlar tebaa üzerinden sahip olduklarının kaymağını yer.

sıkıldım artık bu tespitlerden. artık bu konular üzerinde kafa yormak istemiyorum. "tavşan daha küsmüş..." ile "zenginin malı..." laflarının karışımı gibi bir anlayış içerisinde, sürekli bir döngüdeyim. bilinçlenen insanlar yok, değişen bir sistem yok. ben de dağlar kadar paraya, bomboş bir kafaya, "kankişlerle bodrumda eğlenceeeeeeeeee :)))))" yazan bir facebook sayfasına sahip olmak istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder