6 Mart 2013 Çarşamba

hayat.rar


"evet...ölüm...insanlar gençken sürekli ölümü düşünür. gerçi aslında düşünmezsin, ahududu reçelinin sahip olduğu zekaya sahipsin, pek fazla bir şey düşündüğün yok. ama, ölüm orada; bir itici güç olarak sana bir şeyler yaptırıyor:

git iş bul, kendine bir ev al, başka birini bul, onu eve koy, kalmasını sağla. ekmek kızartma makinesi al, işe git, otobüse bin, patronuna bak, "siktir" de. otur, şeye bak, aklın boşalsın, sessizce çığlık at, eve dön, radyo dinle, diğer insana bak, "neden? neden böyle oldu?" diye düşün. yatağa gir, gece uyuyama, kalk, kendini bitkin hisset, şeyleri giy, kıyafetlerin ya da her ne halt deniyorsa, kapıya git, işine dön, aynı şeyler, aynı insanlar, bu gerçek, bunlar senin başına geliyor. tekrar evine git, otur, radyo, yemek, mmm, BAHÇECİLİK BAHÇECİLİK BAHÇECİLİK, ölüm.

genç kadın düşünür ki, eğer uygun perdeleri alırsa, ölüm ve diğer bütün problemleri öteleyebilir. ama genç erkek bilir ki, ölümü erteleyebilmenin tek yolu sürekli sevişmektir. ama doğa o kadar akıllıdır ki, onlara bebek vererek çiftin bir daha hiç sevişmemesine neden olur. sonra çocuklar da perdeleri çekip indirir, böylece endişelenecek hiçbir şey kalmaz."

-Dylan Moran, What Is, 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder