24 Mart 2010 Çarşamba

mevlana - nirvana?


bazen aklıma güzel bir cümle geliyor. ya da cümle öbekleri. ama bir blog yazmak için yeterli olmadıklarını düşünüyorum. dolayısıyla o cümlelerin anafikri kafamda gelişsin diye bekliyorum. 3 dakika sonra o cümleleri unutuyorum tabii. şimdiki gibi hemen yazdığımda ise parantez açıyorum "bu fikri ilerki kayıtlarımda da kullanabilirim" diye. neyse.

"ben mevlana değilim, adam ol da gel" diye bir laf vardır. ben de bu düşüncede bir insanım. fakat sonra düşündüm ki: mevlana insanları dergâha çağırırken bu sözü söylüyor. sonuçta insanlar bir derg
âha girip bilerek ve isteyerek bir değişim istiyorlarsa kusurlarının farkında ve bu kusurları değiştirmek istiyor olmalılar, bir tür "vazgeçiş" yaşanıyor. yani mevlana elli kolunu sallayan herkese "ne olursan ol gel" demiyor, kendinisini ona teslim edenleri rahatlatıyor, "ben tinsel bir aydınlanma yaşamak istiyorum, ama piyano çalabilen patlayıcı uzmanı meksikalı bir cüceyim?" diye endişesi olanları yatıştırıyor. özetletlemek gerekirse "gelmek" isteyenleri "çağırıyor".

yoksa yoldan geçen herkesi "abi noolursun dergahıma katıl 100.000 kişi toplamazsak msn paralı olacakmış" diyerek kolundan çekip götürme gibi bir niyeti yoktu sanırım. tabi bunlar benim şahsi düşüncelerim. mevlana engin bilgi ve hoşgörü kaynağı bir insandı. yani gandhi gibi kendisine saldıranları pasif direniş ile mi karşılardı yoksa bir noktadan sonra siktiri çeker miydi, bilemiyorum.

not: ben nirvana'nın "come as you are"ı mevlana'dan etkilenerek yazabilme ihtimalini sevdim.

alakasız not: gaipten çello sesleri duyuyorum. jaws'ın müziğine benzer şekilde iki nota çalıyor sürekli. ya kafayı yemek üzereyim ya da saylon oldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder