20 Ekim 2011 Perşembe

pkk çok terörerö


türkiye yine pkk'ya şehit düşen askerler nedeniyle çalkantıda.

türkiye'de ve dünyada olup biten çatışmalar malesef küçükken izlediğimiz çizgi filmler gibi değil. pkk bu çatışmaları dünyayı saf kötülüğe boğmak için yapmıyor ki. onlar da (ama doğru ama yanlış) bir ideolojiye inanıyorlar. biraz daha derin düşünecek olursak, türkiye'de nasıl zorla askere alınıp doğuya sürülen askerler varsa, "terörist" grubunda da bürokrasisi ve yasaları belli olmayan bir şekilde insanlar dağa sürülüyor olabilir. dağda bizzat çatışmaya girip de türk askerlerini öldüren pkk'lıların en az ölen askerler kadar şaşkın olduğuna inanıyorum.

dolayısıyla iş her iki tarafın da en tepesindeki adamlarda bitiyor. üstte de bahsettiğim gibi nihai amaç "iyi" veya "kötü" olmak değilse geriye ekonomik çıkarlar kalıyor. birçok belgeselde, dizide ve filmde anlaşılacağı gibi, -savunma sanayii adı altında yapılan- savaş sanayii ve silah ticareti inanılmaz bir gelir kaynağı. bu gelir de devletin kasasına değil, endüstri sahipleri ve ordudaki tek tek isimlerin cebine giriyor. komplo teorisyeni gibi anlaşılmak istemiyorum ama durum böyle. sudan sebeplerle bir savaş çıkarılıyor, "vatan millet sakarya" edebiyatı ile insanlar kandırılıp savaşa gazlanıyor. savaşın iki tarafına da aynı kişi tarafından silah sağlanıyor. sonra gelsin paralar.

durum böyleyken konuya daha akıllıca bakmak gerek. tabii bir günde 50 kişi ölünce toplumun duygusallaşmaması mümküm değil ama "iyiler ve kötüler var, kötüler sürekli bizi öldürüyor. bir şey yapmıyoruz, çaresiziz" diye bakmak kimseye bir şey kazandırmaz. durumu sosyo-ekonomik bir bağlam içinde ve tarihsel gelişim süreci içinde değerlendirmemiz gerektiği gibi, kendimize bakıp bazı soruların cevaplarını kendi içimizde aramalıyız.

konu askerlik olduğunda şehit haberleri dışında bir şey duymuyorsan, şehit edebiyatı yapmayacaksın. şehit cenazesinde ağlayıp "askerlerimiz ölmesin" diyorsan, oğlunu "röğaa her türk asker doğar" diye omuzlar üstünde askere göndermeyeceksin. yasa taşa yazılı değil, bu dünya da kimseye kalmıyor: hiçbir anne ve baba oğlumu zorla ölüme göndermek zorunda değil. her şehit haberinden sonra sokaklara dökülüp tamamen yalan olduğu belli olan "askerimiz üstündür" naraları atacağına, arkadaşının, oğlunun, sevdiğin insanın yanında dur, "onu ölüme göndermiyorum, onu size vermiyorum" de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder