yahudilik, müslümanlık ve hıristiyanlık binlerce yıl önce, hepimizin çok daha cahil olduğu zamanlarda, insanları korkutarak yönetmek ve pasifleştirmek için yaratıldı. aslında geçmişteki insanlardan daha akıllı değiliz, antik yunan filozofları başta olmak üzere pek çok kişi ve topluma haksızlık yapmış oluruz. fakat, geçmişteki insanlardan fazla farkımız yok diye, insanların kronolojik ilerleyişini amaçsızlıkla bağdaştırıp karamsar olmamak lazım. çünkü tanrının var olmadığından yola çıkarak, "kötülüklerin" yapılmamasını "başıma kötülük gelsin istemiyorum"dan daha objektif bir çerçeveye oturtamamamız, kötülüklerin olması gerektiği anlamına gelmiyor.
saçmalamadan özetleyelim: insanlığın tarihsel gelişimi içinde "kötülük"ün geldiği noktaya bakarak, "kötülüğün olmaması"nı "yüzsüzce" isteyebilir ve bu yönde eyleme geçebiliriz. dinler ile başladık, onlar ile bitirelim: kutsal kitapların gerçekliği, var oluşlarıyla kanıtlamaz, çünkü zaten var oluşları bir şüphe konusudur. var oluşları ise, kitaplarda "biz varız" dendiği için kanıtlanamaz. bu, felsefi safsatalara tekabül eder. birçok insan bu kadar yaşanmışlıktan sonra hâlâ tanrı ve kutsal kitaplara inanıyor, ölüm korkusu ve sonrasının bilinemezliği yüzünden. bunlar herkesin, en inançsız kabul edilen kişilerin bile düşündükleri konulardır. fakat bunların çözümü, en ufak bir düşünce kıvılcımı ile bile varlıkları çürütülebilen tanrı ve kutsal kitaplar olamaz. bunların bugüne kadar dayanması, sadece tarihteki en iyi pazarlama ve reklamcılık fikirleri olduklarını kanıtlar.
(gereksiz ek not: hangi canlı veya "madde" acıyı genetik kodumuza işlemişse, uçan spagetti canavarı onun belasını versin.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder