4 Nisan 2013 Perşembe

çeşitli olaylar.



  • bahar geldi ve hapşırdım ben yine.
  • en sevdiğim komedyenlerden biri olan eddie izzard'ın istanbul'a geldiğini duyunca havalara uçtum. bomba gibi değil ama.
  • gösterinin olduğu gün hayatımın en berbat günlerinden biriydi. murphy'nin varlığını kesin olarak kanıtlayan bir gündü. domatesin içinde nasıl allah yazıyorsa, ben de o gün murphy'yi gördüm. olay şöyle gelişti: iki gün öncesinden taksim'de bileti almayı unutunca, kadıköy'den almak üzere öğlen yola çıktım. görevli kişi, mail adresime bir belge atıp benden bu formu doldurup biletix'e faks olarak göndermemi istedi. faks iletişimi ile uzaktan yakından alakam olmadığı halde eddie'yi görmek için hâlâ faks makinesi kullanan bir yer bulmam lazımdı. lakin printer'ımız olmadığı için önce internet kafe arandım. kafede biletix'in formunu yazdırdıktan sonra yakın bir yerde faks çeken bir kırtasiye buldum. faksı çekmeden önce formu doldurmam lazımdı, lakin bilet abimin kredi kartı ile alındığı için abimin kart bilgilerini öğrenmek zorundaydım. yarım saat boyunca abimin cep telefonunu denedikten (ve bu süre boyunca kırtasiyeci tarafından muhtemelen hırsız sanıldıktan) sonra iş telefonunu öğrenip aradım. lakin doldurmak üzere tezgahta bıraktığım formu, telefonda meşgul olduğum süre içinde faks çekmek için gelen başka bir teyze alıp götürmüştü (işte bu esnada FFFFFFFUUUUUUUUUUUU moduna girmek üzereydim). "faksını da, biletini de..." diye saydırıp eve döndüm ve kendim başta olmak üzere hayat ve evrendeki her şeye küfrederek beklemeye koyuldum. bileti internetten aldığım için "belki kapıda kimliğimi gösterip içeri girebilirim" diye düşünüp, arkadaşımdan karşıya geçince hangi dolmuşa binmem gerektiğini öğrenip yola çıktım. dolmuşçuya özellikle "beni darüşşafaka'da indir" dediğim halde sarıyer'e kadar gidip, başka bir dolmuşla geri döndüm. bu dolmuş ile de 2 kilometre ötede indikten sonra mekana doğru yürürken, kimliğimin yanında olmadığının farkına vardım. artık bu noktada gary oldman'ın beşinci element'te oynadığı karakter gibi yarı gülen yarı ağlayan bir haldeydim. allahtan yanımda ehliyetim vardı da içeri girebildim.
  • gösteri olağanüstyüdü. lakin sonrasında yapılan q&a'de gördüm ki seyirciler arasında eddie izzard hayranları kadar "beyaz türkler" de vardı. bu tanımı ilk defa kullanıyorum ve bu tanıma uyanlara ilk defa şahit oldum. millet ingiliz komedyene akp'den dert yandı, adama "chp'ye yeni başkan olmuş kemal kılıçdaroğlu" muammelesi yaptılar. enteresan bir andı.
  • izmir'deki eski çin büfemizde yediğim bir tanesini saymazsak, hayatımda ilk defa suşi yedim. türünü bilmiyorum. sanırım standart olanı. sevdim, ama biraz overrated sanki.
  • izmir'den ayrılırken hava 30 dereceydi, döndüğümde 10. bugün ise yine bahar havası. en berbat zamanlar bunlar, şu an perişan haldeyim.
  • müzik işine gelirsek, grup üyeleri şu an farklı yerlerde. tek başıma bir şeyler yazmaya çalışıyorum. eğer olursa, arkadaşımdan gelecek bir gitarla değişik şeylere yelken açacağım, bu sırada benim şarkılarımı söyleyecek güzel sesli bir kadına ihtiyacım olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder