31 Mart 2010 Çarşamba

do you have a flag?


- ingiltere adına hindistanı sahipleniyorum!

+ bizi sahiplenemezsin ki biz burada yaşıyoruz, 500 milyon kişiyiz!

- bayrağınız var mı?

+ lanet bir bayrağa ihtiyacımız yok, burası bizim ülkemiz, seni piç kurusu!

- bayrak yoksa ülke de yok, sahip olamazsınız. az önce uydurduğum kurallara aykırı.

(eddie izzard - dress to kill gösterisinden alıntı)


vizelere çalışmadan önce şu aklımda dolaşan konuyu yazmak istiyorum:

uzun zamandır rockefeller, rothschild gibi aileler ve onların sermayeleriyle savaş halindeyim. daha henüz kim olduklarını bilmiyorsanız, adları sürekli illuminati geyikleriyle anılan, bill gates'in servetini ceplerindeki bozuk para gibi çıkartabilecek, iktidarlar yaratıp yok eden, can sıkıntısından savaşlar yaratıp onları finanse eden aileler.

gıcık olduğum konu ise sahip oldukları servet. sıradan bir insan -hadi biraz şımartalım- 10 milyon dolara krallar gibi yaşayacakken bu insanların servetleri 100 milyar dolarları geçiyor. ne yapacaksın abi o kadar parayla? niye vazgeçmiyorlar, afrikayı geçtim 2 kıtayı daha adam ederler bu parayla.

"ee, evet tabii ki birkaç kez dükkanı kapatmayı denedik, ama takdir edersiniz ki istihdam ettiğimiz o kadar cumhurbaşkanı, kral; savaşlarımız için kiraladığımız o kadar general ve asker var. onlar işsiz kalmasın değil mi? onların da aileleri var, yazık olur."

- ahmet rothschild, 2010

zeitgeist filmlerini izlediyseniz, işin acı yanının bu adamların bankalar yaratıp kendi kafalarına göre kurallar oluşturarak servetlere sahip olduğunu görürsünüz. sabahları cnbce'de görüp anlamadığınız o borsa işleri, sürekli oynayan çizelgeler, sürekli değer kazanıp kaybeden paraların aslında hiçbiri gökten inmiş evrensel ekonomi kuralları değil, bu adamların uydurması.

peki nihai amaç nedir? bu adamlar 200 kuşak sonrasına yetecek kadar paraya niye sahip, üstüne niye savaşlar yaratıp kendilerince yeni dünya düzeni oluşturmaya çalışıyorlar? birçokları inanıyor ki (some argue) dünyayı kendilerince yokederek isa'nın ikinci gelişini hızlandırmaya çalışıyorlar. gerçekten mi? bu insanların gerçekten dine inandıklarını zannetmiyorum. filmlerden öğrendiğim bir şey varsa o da bu insanların ayda bir şehir dışında ormanın içine saklanmış bir şatoda toplanıp grup seks yaptıklarıdır.

tamam, üstteki son cümleyi görmezden gelin. büyük ihtimal bu elemanların dışında kimsenin haberdar olmadığı, manyağın birinin yazığı ezoterik kitaplardan birine tapıyorlardır. yoksa, sen dünyanın servetine sahip olacak, ülke liderlerini parmağında oynatacak kadar akıllı olacaksın, ama nihai amacın isa'yı beklemek kadar salakça olacak.

söz konusu para olunca insanlar nasıl kafayı yiyor ya. mide ağrısı yaptı arkadaş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder