7 Mart 2010 Pazar

uyku sayıklamaları volume 3


öncelikle aklımda bu kadar şey varken ve aradan bu kadar zaman geçmişken gidip eski karaladıklarımdan birini yazdığım için özür diliyorum.


"her zaman aklımızda durması gereken bir şey: evren nedir? bir sınırı var mı? varsa neyin içindeyiz? gerçekten de bir kar küresi gibi bir şey mi;?

kabul edilen görüş ise evrenin sonuz olduğu. sonsuz, sonu yok. sürekli genişliyor. evren... ve biz burada bankacılık yapıyoruz, golf oynuyoruz, adidas'tan kıyafet bakıyoruz. ilk insanlar kesinlikle bunun farkındaydı, kesinlikle çok korkmuşlardı ve kesinlikle bu gerçeği inkar ettiler. şu kocaman evrende insanın okyanusta bir damla, damlayı geçtim o damlanın 2 hidrojen 1 oksijeni kadar küçük bile olmadığını bilmek sizi korkutmuyor mu? size ne kadar yalnız olduğunuzu hissettirmiyor mu? bence hissettiriyor. o yüzden insan kafasında daha ulu, "nihai bir amaç", bir gerçek yaratıp ona sığınıyor, tanrı gibi. daha doğrusu ilk insanlar bunun hakkında çok düşündü. ama tam gerçeğe erişecekken karnı guruldadı ve kafasındaki her şeyi silip ağaçtan elma toplamaya koyuldu. anlamsızca çoğalıp sonra ironik bir şekilde birbirimizi öldürmeyi bırakıp kafamızı kaldırsak, aslında yapmamız gerekenlerin bu dünya ile sınırlı olmadığını anlayabiliriz. tanrı -belki de var olan, semavi dinlerin öğretmediği gerçek tanrı- yarış pistinde çıkışını yaptı, beraber koşmamızı istiyor. biz ise hâlâ başlangıç çizgisinde burnumuzu karıştırıp etrafımıza bakıyoruz.

her zaman aklımızda durması gereken bir şey.
"



bunları yazmışım. bu tür yazılardan sıkılmaya başladığımı hissediyorum. belki de bugün havamda değilim bilmiyorum. hava kapalı, ondandır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder