19 Temmuz 2010 Pazartesi

çelişkiler gibi.


insanın sürekli çelişkiler yaşaması normal mi?

daha doğrusu, olması gereken şey bu mu?

sanal dünyaya kendimi ne kadar çok açarsam, aklıma "sakarkral" nikli ekşi sözlük yazarının inci sözlük hakkında yazdığı yazı geliyor; istihbarat ajanları yazdığım herşeyi benim ve toplumun aleyhine, bizi köleleştirip yönetmek amacıyla kullanacakmış izlenimine kapılıyorum. bazen de duygusallaşıyorum, "alın" diyorum, "her şeyimi alın"... sanki bir şey olacak, alsanız bile nerede kullanacaksınız... siz maddiyatımı alsanız bile benim maneviyatım var, sizin paranız olsa bile benim umut ve hayallerim var. sonra o "siyah giymiş adamlar" rothschild'lar son model arabaların içinde sürat yapmadan önce "sen hayal kurmaya devam et salak, ben paralarını yürüttüm bile!" diyerek kaçıyor. ya paranoid şizofreniye doğru kayıyorum, ya da postmodern (yozlaşmış) bir karl marx olma yolundayım.

böyle çelişkiler içindeyim şu aralar. işte, insanın sağlıklı olması için, sağlıklı düşünebilmesi için, bu çelişki deviniminin devam etmesi mi gerek?

...

yazarken durup uzun uzun düşünüyorum. uzun zamanlar önce düşündüklerimi kafama (sağlam temellerle) oturtabilsem şu kaydı yazmama gerek kalmayacaktı. sanırım tehlikelerinin ne olduğunun farkında olduğum sürece bu oyunu oynayabilirim. tabii yavşaklaşmaya gerek yok.

kendi bilgisayarımdan yazmıyorum bu blogu. bozuldu benimki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder