24 Eylül 2010 Cuma

reklamın kötüsü?


yıllardır aklımı kurcalayan bir başka olay var. hatta bu bir gerçek: türk reklam sektörü moronların elinde.

şu konuya geçmeden önce başlığın atıfta bulunduğu, "reklamın iyisi kötüsü olmaz." lafını incelemek istiyorum. bu lafın sadece (ünlü) insanlar için geçerli olduğu kabul görmeli artık. hatunun biri arabadan inerken bilerek bacaklarını 120 derece açarsa veya bir herif gazetecinin biriyle kavga ederse onun kitabı veya albümünün satışında artış görülebilir. ancak sürreal bir atmosfer içinde tam gaz ilerleyen bir arabanın reklamını gördüğümde o arabayı alma koşulum, arabanın yanında sudan atların koşturması olmayacak. ya da ben bir içeceği, sırf içtiğimde birden dans etmeye başlayıp kıçımdan garip renkler çıkartacağım için satın almam. hele cinsellik temalı reklamlar var ki, -ürünü hiç satın almamama rağmen- axe reklamlarının büyüsünden kurtulmam uzun sürdü.

türklerin aptalca reklamcılığına dönecek olursak, tutun geçmişteki "ayşe ne yaptın? - çekirdeklerini çıkardım, reçel yaptım!" reklamından, günümüzdeki maximus ve dankek reklamlarına, gençlerin trendlerinden 50 sene sonra haberdar olan gerzek adamların plazalarda bir araya gelip oluşturduğu aptalca reklamlar var medyada. hele radyolardaki reklamlardan bahsetmek istemiyorum bile, AMAN ALLAHIM, okula servisle gittiğim yıllardan beri bu eziyeti çekiyorum.

bütün reklamların kötü ve gereksiz olduğundan bahsetmiyorum. kötü reklamların olduğunu ve ürünlerin satışında herhangi bir etki etmeyeceğini söylüyorum. tabi türk halkı bunun farkına varıp bir de tartışacak kadar akıllandı mı bilmiyorum ama, bu tür aptalca reklamları izleyip de ürünü satın alma ihtiyacı duyuyorsanız, ya aptalsınız ya da (daha büyük bir olasılıkla) aptallaştırılmışsınız demektir.

lakin türkiye de dahil, reklamlar zaten aptal insanların dikkatini çekmek, eğer çek(e)miyorsa da önce insanları aptallaştırmak amacıyla yapılır. yoksa neden ihtiyacınız olmayan bir nesneyi televizyonda (gazetede, sinemada, dergide, sporcunun forması üzerinde, arabada, takside, otobüste, apartmanın duvarında, binaların üstündeki kocaman panolarda.... anlatabiliyor muyum?) görüp almaya karar verirsiniz ki? amaç o tanıtılan ürüne ihtiyacınız olduğu mesajının verilmesidir.

lakin ne sahne üstündeyim, ne de sakalım var ki sözlerim kulak bulsun:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder