16 Eylül 2010 Perşembe

uyku sayıklamaları volume 5 - "bilindik şeyler."


"günümüzde" diye başlayasım geldi ama gayet uzun yıllardan beri devam eden bir şey bu.

hızlı yaşıyoruz. her şeyin hızlısı, çabuğu küçüğü rağbet görüyor. bloglar için bile geçerli bu. küçük kutucuklar içindeki iki-üç kelimeyi okuyoruz. çabuk okuyoruz, az yazıyoruz (twitter, friendfeed vs). çabuk yiyoruz, çabuk içiyoruz.

çabuk izliyoruz. ilk kez izlediğiniz bir filmde kısacık gelen bir sahnenin (örn. bir bakışma sahnesi) ikinci izleyişinizde neredeyse bir dakika sürdüğü hissine kapılmadınız mı hiç?

illa bu "hızlı hayatın" nedenine bakmak gerekecekse, sahneye yine kapitalizm ve kapitalist üretim tarzı çıkıyor. daha çok verim almak için insanlar fabrikalarda hiç durmadan saatlerce çalıştırılıyor. bu durum, feodal yaşamın aksine, planlı programlı bir hale getiriliyor (trivia: saniyenin saatlerde kullanılması 16. yy'ın ikinci yarısında başlar). toplumsal her şey kapitalist sistem ile tanışıyor ve hayatın her alanı, kâr sağlayacak bir "mekanizma" hailne getiriliyor. fabrikadan çıkan işçi, o gazla başka bir makinaya dönüşmüş olan toplumsal hayata atılıyor: şu saatte yemek ye, şu saatte haberleri izle, şu saatte sinemaya git, vs..

o günden beridir böyle. her şey hızlı, her şey çabuk, her şey küçük. çok üretelim, çabuk tüketelim diye.

çabuk yaşıyoruz. sanki bir acelemiz varmş gibi. işin acıklı tarafı, bu yazıya hak verenler bile az sonra hız dolu yaşamlarına devam edecekler.

~o~

rahatsız olan, veya olacak olan okurlara önemli bir not: kapitalizmin ekmeğini ben de yiyorum ama "kapitalizm eleştirisi" duyunca gözünüzde mat renklerin hakim olduğu, insanların hiçbir zaman gülmediği bir sovyet rusya canlanıyorsa, size hiçbir şey demiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder